Aiskhylos’un ünlü eseri Agamemnon’a “Vahşet Tiyatrosu” bakışıyla yaklaşan ve tanrıların, Agamemnon ve Argos halkını, Yunan mitolojisine göre yer altı dünyasının cehennemi olan Akheron’da bir kısır döngü yaşatarak cezalandırmasını konu alan sıra dışı bir performans. 

Oyun, Agamemnon ve ailesinin hırs, ihtiras, öfke ve intikam duyguları ile yaptıkları vahşet ve acımasızlık dolu davranışları “Acıların Irmağı” olan Akheron’da intikam cadıları Erinyeler’in aracılığıyla tekrar tekrar deneyimleyerek acı çekmeleri üzerine kurulmuştur. 

Kurban edilen kardeşlerinin intikamını almak isteyen Aigisthos ve kızının kurban verilmesini kabul edemeyen Agamemnon’un karısı Klitemnestra,  Agamemnon’dan intikam mı alıyor yoksa adalet mi sağlıyor?

Yunan mitolojisinde Miken kralı olarak geçen Agamemnon, Truva Savaşı’nda ordunun başına geçerek askerleri yöneten kralların kralıdır. Savaş öncesi donanma, yelken açmaya hazırlandığında rüzgar aniden kesiliverir. Kahin bu durgunluğun Artemis’in öfkesinden kaynaklandığını, Agamemnon’un Artemis’e adanmış olan bir geyiği öldürmekle ona karşı suç işlediğini söyler. Artemis’in öfkesi, ancak Agamemnon kendi kızı İphigenia’yı ona kurban ederse yatışacaktır. Karısı, Kraliçe Klyteimnestra kızını kurban edişinin öcünü, kocası Agamemnon’un kuzeni ve düşmanı olan Aigisthos ile birlik olarak almayı planlamaktadır.

agamemnon tiyatrohane vahşet tiyatrosu

HAMİLELER, PANİK ATAK, KALP VE YÜKSEK TANSİYON HASTALIĞI OLANLAR İÇİN UYGUN DEĞİLDİR. 18 YAŞ VE ÜZERİ İZLEYİCİ KİTLESİ İÇİNDİR. ŞİDDET, KORKU, CİNSELLİK UNSURLARI İÇERİR.

  • Yazar: Aiskhylos 
  • Yönetmen: Erk Bilgiç 
  • Sahne Tasarımı: Cenk Oral
  • Reji Asistanı: Umur Duman 
  • Proje Uygulama: Melike Ç. Bilgiç
  • Fotoğraflar: Mustafa Akçilpunar, Cemresu Yılmaz
  • Oyuncular: Emrah Temel, Gizem Kurt, Haldun Kaya, Ilgım Boyacı, İnci İlktuğ, Müzeyyen Kelley, Sevgi Girgin, Yeşim Yeşildal

Vahşet Tiyatrosu – Antonin Artaud

Antonin Artaud, 4 Eylül 1896 tarihinde Marsilya’ da dünyaya gelmiştir. İzmir’den göç etmiş Yunan asıllı bir ailenin çocuğudur. 27 yaşında Paris’e taşındıktan sonra tiyatro yazarlığı ve yönetmenliğe başlamıştır.

1932 ve 1933 yıllarında “Vahşet Tiyatrosu” bildirileri yayınlayarak tiyatro görüşlerini “Tiyatro ve İkiz” adlı kuramsal kitabında dile getirmiştir.

” Tiyatro, seyircinin cinayete yatkın eğilimlerini, erotik saplantılarını, yabanıllığını, karabasanlarını, yaşam ve nesneler karşısında ütopik duyumunu, hatta kana susamışlığını içeren düşlerini gerçekten sergileyemediği, onun düzmece ve aldatıcı bir düzlemde değil, içinden geldiğince arınmasını sağlayamadığı sürece kendini bulamaz, yani, gerçek bir yanılsama aracı olmaz.” Antonin Artaud

Artaud’nun bu sözleri, onun tiyatroya bakışını, yapmak istediklerini, tiyatronun ne olması gerektiğini açık ve net olarak ortaya koyan sözlerdir. O, insanı tüm çıplaklığıyla, tüm çirkinliğiyle, tüm o doyumsuz istekleriyle ortaya koyan bir tiyatrodan bahseder. O, insanın toplum kurallarıyla çepeçevre sarılmış cinsel isteklerini, saldırganlık eğilimlerini sürekli bastırdığını ve bu nedenle de hiçbir zaman kendi olamadığını anlatır. Kendi olamayan insanların oluşturduğu bir topluluk da sahte, sıkıcı, basit bir topluluktur. Asıl maske insanların yüzlerinde değil beyinlerindedir. Durum bu kadar acıdır. Yüze yansıyan maskeler bilinçaltımızın estetize edilmiş hallerinden başkaları değildir. O halde bu maskeleri çıkartmamız, var olabilmek için gerçeği kabul etmemiz, bilinçaltımızın derinliklerine inebilmemiz gerekir.

Artaud’nun bilinçaltımıza inebilmemiz için önerdiği tiyatro, doğal olarak tüm kalıpları yıkan, tüm duvarları aşan, insana engel teşkil edecek tüm yaşam araçlarını ortadan kaldıran bir tiyatrodur. Sosyal kurumlar, literatür, dil, etrafımızdaki hemen hemen her şey bizi kendimiz olmaktan alıkoymaktadır.