8 Kasım 2019’da kaybettiğimiz değerli hocamız Prof. Dr. Özdemir Nutku’nun 11 Eylül 2017 tarihli yazısıdır. Bu yazıların paylaşımı sırasında metinde hiç bir düzeltme yapılmaması kararımızdır. (Saygı ve Özlemle…)
TİYATRO NEDEN ÖNEMLİ? (Orta Öğretimde Tiyatro)
İster Ege kıyılarının dağlara yaslanmış yirmi, yirmibeş bin kişilik antik tiyatro yapıları, ister Orta Çağ’ın ilkel, arabalı sahneleri, ister Rönesans’ın görkemli gösterilerinin verildiği anıtsal yapılar, ister Orta Oyunu’nun bir halatla seyirciden ayrılmış toprak sahnesi, ister çağımızın durmadan geliştirilen inerli çıkarlı, kayarlı, dönerli üstün tekniğe dayalı sahneleri olsun, bunların tümü de, binlerce yıldan bu yana insanoğluna anlatılmaz hazlar ve coşkular vermişlerdir. Tiyatro denilen bu olguya her insan farklı tepkiler göstermiş, değişik düşünsel ve duygusal hazlar duymuş, ama ortak bir deneyim yaşamıştır. Böylece, birbirinden değişik insanlar, hazzı, coşkuyu, düşünceyi paylaşmanın o çoğu kez fark edilmeyen sevincini yaşamışlardır. Tiyatro, birbirinden farklı insanların, değişik algılamalarla, sonuçta aynı doğruya yöneldikleri sanatsal bir değişim yeridir. Çünkü tiyatrodan alınan haz yalnızca eğlenceden değil, aynı zamanda düşünme yetisinden gelen bir şeydir.
Orta öğretimde tiyatronun çeşitli yararları vardır. Bir yandan düşünsel, öte yandan estetik açıdan gelişme sağlayabilen tiyatro, başka yoldan da öğrencinin kişiliğini sağlam temeller üzerine kurmasında yardımcı olur. Öğrenci, gerek seyirci, gerekse uygulayıcı olarak insanı ve onun varoluşunu anlamaya yarayan tiyatro hazzını yaşarken, aynı zamanda kendi kişiliğini geliştirmekte hızlı adımlar atmaya başlar. Okulda tiyatro, katılanlara düşünerek yorumlamayı ve dayanışmayı öğretirken, toplum yaşamı için gerekli olan sorumluluk duygusunu aşılar. Bu kadarla kalmaz, öğrenciye ilerdeki yaşamına ilişkin gerekli becerileri sağlar: örneğin, dil kaygısını, doğru ve güzel konuşmanın önemini öğretir; ona topluluk içinde rahatça hareket etmenin ölçüsünü verir; orta öğretim çağındaki gençlerin cinsel dengesizliklerini, ölçüsüzlüklerini denetim altına alır, sağlıklı ve doğal olanı gösterir; onu çeşitli nedenlerle edinmiş olduğu komplekslerden, sınırlamalardan arındırır. Ayrıca, öğrencinin çeşitli sanat dallarıyla ilgilenmesini sağladığından, onun estetik algılama yeteneğini geliştirir.
Orta öğretimdeki tiyatronun işlevi burada da bitmez: toplumun üyeleri olarak onlara özeni aşılar, kamu bilinci sağlar, sorunlar üzerinde düşünmelerini öğretir, yargılama yetilerini geliştirir, adalet duygusu aşılar; öğrencilere, sanatsal yaratının geliştirici, değiştirici, esnekleştirici niteliklerini kazandırır ve en önemlisi, onlara insanı daha yakından tanıtır.
Orta öğretimde tiyatro çalışmalarının toplum için yararlı olan yanı, yurt yüzeyinde birikimci ve yaratıcı kültür yaşamını var etmedeki nitelikleridir; çünkü tiyatro, toplumun ortak komplekslerine saldırır, toplumun ruh sağlığına etkin olarak sağlıklı ve doğru olanı gösterir; ulusal kimliği pekiştirir, toplumu bilinçlendirir, sorunlara nesnel gözle bakılmasını sağlar. Ayrıca, düşünme erkini ve özgürlüğünü öğretirken, toplumun ilerlemesindeki süreyi kısaltmada yardımcı olur; toplumsal duyarlığı arttırır, toplumu ortak bir estetik düzeye çıkartmada önemli rol oynar. Bunlardan başka, tiyatro, birey toplum ilişkilerinin kökenine iner ve toplumun kültür birikimini yansıttığı oranda, bu birikimin zenginleşmesine aracı olur.
Yarının büyükleri ve yöneticileri olacak bugünün öğrencilerine tiyatronun eğitsel ve ruhsal açıdan büyük yararları olduğu bir gerçektir. Tiyatro uygar ve gelişmiş ülkelerin okul izlencelerinde baş köşeyi almıştır.
Bir kültür tarihçisinin dediği gibi, “tiyatro bir insan bilimidir.” Çocuklarımıza yarının vatanını geliştirecek birimler olarak yetiştirmek istiyorsak, onları ilkokuldan başlayarak, bilgili öğretmenler elinde, tiyatronun yenileştirici, bilinçlendirici ve geliştirici uygulamaları içine sokmalıyız.
Okulların ders izlencelerinde tiyatro nasıl yer almalıdır? Bu, edebiyat derslerinde birkaç yazarın adını öğretmek gibi donuk bir biçimde değil, öğrencileri tiyatro uygulamalarının içine sokarak, onları topluca çalışmanın hazzına vardırarak gerçekleştirilmelidir. Gençler drama ve oyunla kendi kendilerini ifade etmelidirler. Bunun için de, önce, konuya yakın öğretmenlerin tiyatro pedagojisini öğrenmeleri ve tiyatro sanatı üzerinde bilgilendirilmeleri gereklidir. Başlangıçta, öğretmenliği de yapabilecek tiyatro sanatçılarından yararlanılabilir. Ancak bundan daha iyisi, üniversitelerimizin tiyatro bölümlerinde eğitim görüp buradan mezun olan kişilere tiyatro öğretmenliği kadrolarının açılmasını sağlamaktır.
Okulun amacı gençlerin kafasını eğitmekse, tiyatronun amacı o gençlerin yüreğini eğitmektir. Orta öğretimde tiyatronun işlevi, tiyatro sanatçısı yetiştirmek değil, değişik mesleklerdeki yarının insanlarına mesleklerinde yaratıcı olmalarını sağlamak, dolayısıyla toplumun kültürel ve ruhsal açıdan zenginleşmesi için katkıda bulunmaktır. Tiyatro yoluyla çocuklarımıza, gençlerimize, bu dünyayı ve insanları tüm karmaşaları, çelişkileri, güzellikleri, çirkinlikleri içinde göstermek, onları yarının dünyasını kavramalarında hazırlıklı olmalarını sağlamak, orta öğretimin temel ilkelerinden biri olmalıdır.”
11 Eylül 2017
Prof. Dr. Özdemir Nutku